22 Eylül 2010

Yüzde Onüç

Herkes eğitim sistemini eleştiriyor. Hangi eğitim sistemi? Yoksa halen bu ülkede bir eğitim sistemi olduğunu mu düşünüyorsunuz! Bu ülkede sistem adına var olan şey, ilk etapta okur/yazar oranını yükseltmeye çalıştı içini doldurmadan. Şu an ise, ilköğretim/lise ve yüksek okul mezunu sayısını arttırmaya çalışıyorlar. Amaç sade ve tek. Hedef gösterilen muhasır medeniyetler ile eşdeğer istatistiki verileri tutturmak. Koskoca bir ülke, ve istatistik rakamları için heba edilen gencecik nesiller. Bunun vebalini nasıl ödeyebilecekler bilemiyorum. Peki tek suç sitemde mi? Bizlerin, anne ve babalarımızın hiç mi suçu yokVar tabii ki, hem de asıl suç onlarda, yani bizlerde.. Zaten bütün sorunlar aynı temel noktaya dayanıyor; hak ettiğiniz şekilde yönetilirsiniz!

Nedir anne ve babalarımızın suçuNedir bizlerin suçuBizler okuyamadık, imkanımız yoktu diyerek çocuklarımızı koşulsuz şartsız üniversitelere yönlendirmeye çalıştık. Ben okuyamadım, bari yavrum okusun diyerek dershanelere paralar yatırdık, lise öğretmenlerine hediyeler aldık! Amaç sabit. Dört yıllık herhangi bir fakülte ve sonrasında masa başı bir iş. Aman ne kariyer, aman ne gelecek! Bu ülkede kim üretecek, kim zanaatkar olacak, kim mavi yakalı olarak asıl yapılması gerekenleri yapacakOrası bizi ilgilendirmez, onu da filancanın oğlu yapsın ama benim oğlum okusun.. Okusun da ne okusun peki.. Cevap yok! Sonuç daha da vahim. Üniversite mezunu işsizler ordusu.. Buz dağının görünen tarafı şu an için %13.. Peki dağın gözükmeyen kısmı.? Yani, üniversite mezunu ama yaptığı işten nefret eden kesim.. Ona verilebilecek yüzde değerimiz yok! Rakam korkunç boyutlarda..

Her anlamda hedef aldığımız Avrupa'ya bakıyorum. Çocuk hem ailesi hem okulu tarafından sürekli gözetim altında. Çocuğun her hareketinden, hangi meslek alanına yatkın olduğunu ölçmeye ve tespit etmeye çalışıyorlar. Neticede, işini severek yapan nesiller yetiştiriyorlar. Yani işin kilit kısmı, çocuğu tanımak ve severek yapacağı mesleğe, hem de maddi kaygılar gütmeden yönlendirmek. Felsefe son derece yerinde; insan severek yaptığı bir iş kolunda, maddi anlamda tatminini mutlaka sağlar. Peki biz, madem sistem işlemiyor, sistemin sayısız kusuru var! Aile olarak, anne baba olarak çocuğumuzu ne kadar tanıyoruz.. Daha aile içerisinde kendi çocuğumuzu tanıyarak gerekli yönlendirmeleri yapamıyorsak, devlete ve sisteme de çok fazla eleştiri getirme hakkımız kalmıyor maalesef!

3 yorum:

ayşegül dedi ki...

Sistem(!) maalesef dediğiniz gibi işliyor.Liseye yeni başladı kızım.Okullarda gencin yetenekleri veya ilgi alanları doğrultusunda rehberlik etmek yerine,'herkesin ayakkabısı siyah olacak,gömlekler etek dışında değil,içinde olacak vs. gibi sayısız tektip insan yetiştirmeye yönelik bir düzen(!)hakim ne yazık ki.Üstelik coğrafi konuma göre de eğitim kalitesi farklılık gösteriyor ve daha sayfalarca anlatılabilecek bir sürü şey..Ne yazık ki..

Fikri TUTUK dedi ki...

Dediğiniz gibi, sayfalarca yazılabilir.. Saatlerce eleştirilebilir.. Kaldı ki konu, eğitim. Stratejiklerin en stratejiği, önemlilerin en önemlisi.. Bundan 20 yıl sonra nasıl bir toplum olacağımızı görebileceğimiz yegane alan..
Tek güvendiğim husus, bilinçlenen ve artık aydınlanan bir avuç insan.
Umarım kızınız, severek yapacağı bir alanda uzmanlaşma şansını yakalar ve mutlu bir geleceğe sahip olur!

Silent Traveller dedi ki...

Bu yazınızı okurken boğazım düğümleniyor. Bu sistemin hem mağduruyum hem de bir parçası. Yanlış yönlendirme demiyeceğim, çünkü ne yanlış ne doğru yönlendiren olmadı.Sonuç olarak sevmediğim bir işte çalışıyorum. Üstelik eğitim sisteminin bir parçasıyım. Öğrencilerime bakıp üzülüyorum. İdareciler ve bazı öğretmen arkadaşlar öğrencilerin gömleğiyle saçıyla uğraşıp duruyorlar. Öğrenciler de sağolsunlar bu çarpık sisteme bir tekme de onlar atıyor. En kısa yoldan nasıl ders geçilir sürekli onun hesabındalar. Bana gelince ben de başka bir yoldan hayatımı nasıl kazanırım diye düşünüyorum.Uğruna gencecik insanların KPSS ile boğuştuğu öğretmenlik içi boş, tatili hoş yapılması zor bir meslek oldu çıktı.